●TSF CLub●»»
●тüякιує'ηιη єη ιуι тωιℓιqнт ƒαηı●»»
eclipse geniş konusu... 347zjbb
●TSF CLub●»»
●тüякιує'ηιη єη ιуι тωιℓιqнт ƒαηı●»»
eclipse geniş konusu... 347zjbb
●TSF CLub●»»
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

●TSF CLub●»»

Sitemize Yeni Üye Olan Herkese İmza+Avi/Gif Hediye Haydi Durma Sende Üye Ol..! 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 eclipse geniş konusu...

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
fOrEvE[R]oBeRt
тωιℓιgιнт ƒαη α∂мιηι
тωιℓιgιнт ƒαη α∂мιηι
fOrEvE[R]oBeRt


Kadın Mesaj Sayısı : 2833
Kayıt tarihi : 04/01/10
Yaş : 29
Nerden Nerden : rob'umun (aşkımın)yanından
İş/Hobiler İş/Hobiler : Dans Ve müzikk/öğrenciyim
Adınız Adınız : Selda

eclipse geniş konusu... Empty
MesajKonu: eclipse geniş konusu...   eclipse geniş konusu... EmptyC.tesi Şub. 27, 2010 11:19 pm

"Edward'ın hoş sesi arkamdaydı.Ben onun yavaşça veranda basamaklarından ortaya çıktığını görmek için döndüğümde onun saçları koşmaktan uçuşmuştu.O ilk kez beni kolları arasına aldı,kollarına hapsetti ve beni tekrar öptü.Bu öpüş beni korkuttu.Çok fazla gergindi,dudakları dudaklarıma değdiği zaman çok güçlüydü,o bizim birbirimizden ayrılmak için zamanın çok geç olduğundan korkmuş gibiydi.''


Seattle gizemli , öldürücü bir tel tarafından harap edildiğinden ve kötü niyetli bir vampir onu araştırmaya devam ettiği'nden dolayı Bella kendini tehlikeyle çevrili buldu.Hepsinin ortasında aşık olduğu Edward ve Jacob'un arkadaşlığı arasında seçim yapmakla yüzyüze kalmıştır ki bu karar vampir ve kurtadam arasındaki eskimeyen mücadeleyi tutuşturmak için olasıdır.Mezuniyeti hızla yaklaşırken Bella birden fazla karara sahiptir: HAYAT ya da ÖLÜM. Fakat hangisi ?

Kitaptan Alıntılar


Uyku tulumunda yüz üstü yatarak, adaletin gelip beni bulmasını istedim.Belki bir çığ düşer de beni buraya gömerdi.Keşke yapsaydı.Bir daha asla aynada yüzümü görmek zorunda kalmak istemiyordum.
Beni uyaran hiçbir ses yoktu.Birdenbire, Edward'ın soğuk eli taranmamış şaçlarımı okşadı.Dokunuşuyla birlikte suçluluk hissederek titredim.
''iyi misin?'' diye mırıldand, sesi endişeliydi.
''Hayır ölmek istiyorum''
''Bu asla olmayacak.Buna asla izin vermem.''
İnledim ve sonra fısıldadım.''O konuda fikrini değiştirebilirsin.''
''Jacob nerede?''
''Savaşmaya gitti.'' diye mırıldandım başımı yere eğerek.
Jacob kamptan olabildiğince hızlı bir şekilde açıklığa koşarak ve öbür haline dönüşme hazırlıkları içinde coşkulu bir sevinçle -neşeli bir ''Hemen dönerim'' ile- ayrılmıştı.Şimdi bütün sürü herşeyi öğrenmişti.Çadırın dışında volta atan Seth Clearwateri rezilliğime yakından tanık olmuştu.
Edward bir süre sessiz kaldı.''Ah'' dedi sonunda.
Göz ucuyla ona baktım ve gözlerinin, sanki duymasındansa ölmeyi yeğleyeceğim o şeyi dinliyormuş gibi dalgın olduğunu gördüm.Başımı tekrar yere yapıştırdım.
Edward gönülsüzce kıkırdadığnda afalladım.
''Ve bir de ben kendimi pis dövüşüyor sanıyordum.'' dedi hayranlıkla.''Onun yanında ben sütten çıkmış ak kaşık gibi kalıyorum.''Elini, yanağımın açıkta kalan kısımlarında dolaştırdı.''Sana kızgın değilim, aşkım.Jacob zannettiğmden de kurnaz.Sadece, bunu ondan senin istememiş olmanı dilerdim.''
''Edward,'' diye fısıldadım çadırın içinde.''Ben... Ben... Ben..''
''Şşşşt,'' diye susturdu beni, parmaklarıyla yanağımı okşayarak.''Bahsettiğim o değil.O, sen atlamasaydın bile, yine de seni öpecekti ve şimdi benim çenesini kırmak için sebebim yok.Gerçi bunu yapmak oldukça hoşuma giderdi.''
''Atlamak?'' diye mırıldandım neredeyse anlaşılmaz bir şekilde.
''Bella, gerçekten de o kadar yüce gönüllü olduğuna inandın mı?Sadece bana yol açmak için ihtişam içinde yoldan çekileceğine inandın mı?''
Başımı kaldırdım ve sabırlı bakışlarına karşılık verdim.İfadesi yumuşaktı, gözlerindeyse hak ettiğim tiksinti yerine anlayış vardı.
''Evet inandım,'' diye mırıldandım ve sonra gözlerimi kaçırdım.Ama beni kandırdığı için Jacob'a herhangi bir kızgınlık duymuyordum.Vücudumda, kendime olan nefretim dısında başka bir şeye yer yoktu.
Edward tekrar yavaşca güldü.''O kadar kötü bir yalancısın ki, en ufak bir yalan söyleme yeteneği olan herkese inanırsın.''
''Sen neden bana kızgın değilsin?'' diye fısıldadım.''Neden benden nefret etmiyorsun?Yoksa henüz hikayenin tamamını duymadın mı?''
''Sanırım oldukça kapsamlı bir bakış attım.'' dedi yumuşak ve sakin bir sesle.''Jacob zihninde oldukça canlı resimler çiziyor.Sürüsü için, neredeyse kendim için hissettiğim kadar, kötü hissediyorum.Zavallı Seth'in midesi bulanmıştır.Ama Sam şu anda Jacob'un odaklanmasını sağlıyor.''
Gözlerimi kapattım ve başımı ıstırap içinde salladım.Çadırın zemininin keskin naylon lifleri tenimi çizmişti.
''Sen yanlızca bir insansın.'' diye fısıldadı, saçımı okşarken.
''Bu hayatımda duyduğum en sefil savunma.''
''Ama öylesin, Bella.Ve her ne kadar tersini dilesem de, o da öyle...Hayatında benim dolduramadığım boşluklar var.Bunu anlıyorum.''
''Ama bu doğru değil.Beni bu kadar korkunç yapan da o.Hiç boşluk yok.''
''Onu seviyorsun.'' diye mırıldandı nazikçe.
Vücudumdaki her hücre, inkar etmek için yanıp tutuşuyordu.
''Seni daha çok seviyorum.'' dedim.Yapabileceğimin en iyisi buydu.
''Evet, onu da biliyorum.Ama... seni terk ettiğimde, Bella, seni kanayarak bıraktım.Bu yaralarını saran ve tekrar ayağa kaldıran Jacob oldu.Bu mutlaka iz bırakır, her ikiniz üzerinde de.Bu sargıların kendi başına çözüldüğünden pek emin değilim.Benim mecbur bıraktığım bir şey için ikinizide suçlayamam.Affedebilirim ama bu işin sonuçlarından kaçabileceğim anlamına gelmez.''
''Kendini suçlayabileceğinin bir yolunu bulabileceğini bilmeliydim.Lütfen kes.Dayanamıyorum.''
''Ne söylememi istersin?''
'Bana aklına gelen her dilde, aklına gelen her kötü kelimeyi söylemeni istiyorum.Benden tiksindiğini ve beni terk edeceğini söylemeni istiyorum, böylece dizlerimin üstüne çöküp kalman için yalvarabilirim.''
''Üzgümüm,'' diyerek içini çekti.''Bunu yapamam.''
''En azından benim daha iyi hissetmemi sağlamaya çalışma.Bırak acı çekeyim.Hak ediyorum.''
''Hayır.'' diye mırıldandı.''
Başımla yavaşa onayladım.''Haklısın.Aşırı anlayışlı olmaya devam et.Sanırım bu daha kötü.''
Bir süre sessiz kaldı ve birden havada farklı bir atmosfer hissettim, yeni bir aciliyet.
''Yaklaşıyor'' dedim.
''Evet, birkaç dakikası daha var.Son bir şey daha söylemek için yeterli bir süre...''
Bekledim.Sonunda tekrar konuştuğunda, fısıldıyordu.''Ben yüce gönüllü olabilirim, Bella.Seni ikimiz arasında seçim yap diye zorlamayacağım.Sadece mutlu ol ve benim hangi parçamı istiyorsan al, ya da eğer bu snin için daha iyi olacaksa hiçbirini alma.Bana borçlu olduğun hissinin kararını etkilemesine izin verme.''
Kendimi yere atıp dizlerimin üstüne çöktüm.
''Lanet olsun, kes şunu!'' diye bağırdım ona.
Gözleri şaşkınlıkla açıldı.''Hayır, anlamıyorsun.Seni sadece iyi hissettirmeye çalışmıyorum.Bella doğruları söylüyorum.''
''Ne yaptığını biliyorum.'' diye inledim.''Ama mücadele etmeye ne oldu.?Asil fedakarlıklarından başlatma şimdi.!Mücadele et.!''
''Nasıl.?'' diye sordu.Gözlerinde eskiden kalma keder vardı.
Kucağına tırmandım ve kollarımı etrafına doladım.
''Burasının soğuk olması umrumda değil.Şu anda köpek gibi kokmam da umrumda değil.Ne kadar korkunç biri olduğumu unuttur bana.Onu unuttur bana.Kendi adımı unuttur bana.Mücadele et.!''
Karar vermesini beklemedim ya da benim gibi cani, sadakatsiz bir canavarla ilgilenmediğini söyleme şansıni vermek istemedim.Kendimi ona doğru ittim ve buz gibi dudaklarını dudaklarımla ezdim.
''Dikkatli ol, aşkım'' diye mırıldandı benim ısrarcı dudaklarımın altından.
''Hayır'' diye inledim.
Nazikçe yüzümü bir kaç santim geri itti.''Bana bir şey ispatlamak zorunda değilsin.''
''Bir şey ispatlamaya çalışmıyorum.Senin istediğim parçanı alabileceğimi söyllemiştin.Bu parçanı istiyorum.'' Kollarımı boynuna doladım ve dudaklarına uzanabilmek için asıldım.Öpücüğüme karşılık vermek için başını eğdi ama soğuk dudakları, benim sabırsızlığım belirginleşince daha da kararsızlaşıyordu.Bedenim niyetimi belli ediyor, beni ele veriyordu.Elleri beni zapt etmek üzere hareket etti.
''Belki de bunun için iyi bir zaman değildir.'' dedi, fazlasıyla sakindi.
''Neden olmasın?'' diye yakındım.Eğer mantıklı olacaksa savaşmanın hiç bir anlamı yoktu; bende kollarımı indirdim.
''Birincisi; hava gerçekten soğuk.'' Yerden uyku tulumunu almak için uzandı ve etrafıma bir battaniye gibi doladı.
''Yanlış.'' dedim.''Birincisi, senin bir vampir için acayip derecede ahlaklı olman.''
Kıkırdadı.''Tamam, o konuda haklısın.Soğuk ikincisi olsun o zaman.Ve üçüncüsü... şey, sen gerçekten kötü kokuyorsun aşkım.''
Burnunu kırıştırdı.
İçimi çektim.
''Dördüncüsü,'' diye mırıldandı, başını eğdi ve kulağıma fısıldadı.''Deneyeceğiz, Bella.Ben sözümü tutarım.Ama bunun Jacob Black'e karşı bir tepki için olmamasını tercih ederim.''
Büzüldüm ve yüzümü omzuna gömdüm.
''Ve beşincisi...''
''Çok uzun bir liste oldu.'' diye mırıldandım.
Güldü.''Evet ama savaşı dinlemeyi istiyor musun, istemiyor musun?''
O konuşurken, çadırın dışında Seth tiz bir şekilde uludu.
Sesi duyunca bedenim kaskatı kesildi.Tırnaklarımın bandajlı avcuma battığını, Edward nazikçe parmaklarımı düzeltene kadar farketmememiştim.
''Herşey yolunda gidecek Bella.'' diye söz verdi...

Bella sonunda Edward'la evlenmeyi kabul etmiştir...

"Sanırım yüzüğünü şimdi istemezsin."
Konuşabilmek için yutkunmak zorunda kaldım. "Doğru tahmin."
Yüz ifademe güldü. "Sorun değil. Yeterince kısa zaman içinde onu parmağına takacağım."
Ona öfkeyle baktım. "Şimdiden bir tane varmış gibi konuşuyorsun."
"Var" dedi utanmadan. "İlk zayıflık belirtisinde sana zorla taktırılmak üzere hazır bekliyor."
"İnanılmazsın."
"Görmek ister misin?" diye sordu. Berrak, sarı yakut gözleri birdenbire heyecanla parıldamaya başlamıştı.
"Hayır!" Refleks olarak neredeyse bağırmıştım. Bundan anında pişman oldum. Yüzü çok hafifçe asıldı. "Eğer bana gerçekten göstermek istemiyorsan." diye düzelttim. Mantıksız dehşetimi göstermemek için dişlerimi gıcırdattım.
"Sorun yok." dedi ve omuzlarını silkti. "Bekleyebilir."
İç çektim. "Göster şu lanet olası yüzüğü Edward."
Kafasını salladı. "Hayır."
Yüz ifadesini uzun bir dakika boyunca inceledim.
"Lütfen?" diye sordum sessizce, yeni keşfedilmiş silahımı deneyerek. Yüzüne parmak uçlarımla hafifçe dokundum. "Lütfen, görebilir miyim?"
Gözleri kısıldı. "Sen tanıştığım en tehlikeli yaratıksın." diye mırıldandı; ama bilinçsiz bir hevesle kalktı ve yatağın yanındaki küçük komidinin yanında diz çöktü. Anında, bir kolu omzumda, bir elinde küçük, siyah bir kutuyla yanımdaydı. Onu sağ dizimin üzerine koydu.
"Bak o zaman." dedi aksi bir sesle.
Hiçbir kusuru olmayan siyah kutuyu almak, olması gerektiğinden daha zordu; ama tekrar duygularını incitmek istemiyordum, o yüzden ellerimin titremesini önlemeye çalıştım. Siyah saten yüzey pürüzsüzdü. Tereddüt ederek parmaklarımı üzerinde gezdirdim.
"Çok para harcamadın değil mi? Harcadıysan yalan söyle."
"Hiçbir şey harcamadım." diyerek güvence verdi. "Sadece bakşa bir aile yadigarı. Bu babamın anneme verdiği yüzük."
"Ah." Hayret sesimde açıktı. Kapağı parmaklarımın arasına aldım; ama açmadım.
"Sanırım biraz modası geçmiş." Ses tonu şakacı bir şekilde özür diliyor gibiydi. "Eski moda, tıpkı benim gibi. İstersen sana daha modern bir şey alabilirim. Tiffany'den mesela?"
"Ben eski moda şeyleri seviyorum." diye mırıldandım tereddütle kapağı kaldırırken.
Elizabeth Masen'ın, siyah satenin içine yerleştirilmiş yüzüğü loş ışıkta parıldadı. Üstü uzun ovaldi, göz alan yuvarlak taşlarla yapılmıştı. Halka altındı - narin ve ince. Altın, pırlantaların etrafında nazik bir ağ oluşturmuştu. Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim.
Düşünmeden yanardöner taşları okşadım.
"Çok güzel." diye mırıldandım kendi kendime, şaşırarak.
"Beğendin mi?"
"Güzel." İlgilenmiyor numarası yaparak omuzlarımı silktim, "Niye beğenmeyeyim?"
Güldü. "Uyuyor mu bakalım."
Sağ elim yumruk haline geldi.
"Bella," dedi iç çekerek. "Yüzüğü parmağına lehimlemeyeceğim. Sadece, dene ki boyutunun ayarlanıp ayarlanmaması gerektiğini görebileyim. Ondan sonra anında çıkartabilirsin."
"İyi." diye homurdandım.
Yüzüğe doğru uzandım; ama uzun parmakları beni yakaladı. Sağ elimi kendi eline aldı ve yüzüğü parmağıma kaydırdı. Elimi bıraktı ve ikimiz de tenimin üzerinde parıldayan ovali inceledik. Orada olması korktuğum kadar kötü değildi.
"Kusursuz bir uyum." dedi kayıtsızca. "Bu güzel -beni kuyumcuya gitmekten kurtarıyor."
Sesinin sıradan tonunun altında yanan güçlü duyguyu hissedebiliyordum ve yüzüne bakmak için kafamı kaldırdım. Orada, gözlerinde de vardı, ifadesinin dikkatli soğukkanlılığına rağmen görünüyordu.
"Bunu sevdin değil mi?" diye sordum şüpheyle, sağ elimi kırmamış olmamamın ne kadar kötü olduğunu düşünüp parmaklarımı oynatarak.
Omuzlarını silkti. "Tabii." dedi hala sıradan şekilde. "Üzerinde çok güzel durdu."
Yüzeyin hemen altında alev alev yanan duyguyu çözmeye çalışarak gözlerine baktım. O da bana baktı ve yalandan kayıtsızlığı aniden kayboldu. Yüzü parıldıyordu - melek yüzü neşe ve zaferle ışıl ışıldı. O kadar muhteşemdi ki, nefesimi kesti.
Daha nefes alamadan, beni öpmeye başlamıştı, dudakları çok sevinçliydi. Kulağıma fısıldamak için ağzını hareket ettirdiğinde başım dönüyordu - ama onun soluk alıp verişi de tıpkı benimki gibi düzensizdi.
"Evet, sevdim. Hiçbir fikrin yok."
Zorlukla soluyarak güldüm. "Sana inanıyorum."
"Bir şey yapmamın sakıncası var mı?" diye mırıldandı kollarını gerginleştirerek.
"Ne istersen."
Ama beni bıraktı ve uzaklaştı.
"Bunun dışında her şey." diye şikayet ettim.
Beni duymazdan gelip elimi tuttu ve beni de yataktan kaldırdı. Elleri omuzlarımda, önümde durdu. Yüzü ciddiydi.
"Şimdi, bunu doğru yapmak istiyorum. Lütfen, lütfen bunu çoktan kabul ettiğini aklında tut ve bunu benim için mahvetme."
"Ah, hayır." dedim, önümde diz çöktüğünde, yine güçlükle soluyarak.
"Kibar ol." diye mırıldandı.
Derin bir nefes aldım.
"Isabella Swan?" İnanılmaz derecede uzun kirpiklerinden bana baktı, altın gözleri yumuşaktı; ama bir şekilde hala yanıyordu. "Seni sonsuza kadar sevmeye söz veriyorum -sonsuzluğun her günü. Benimle evlenir misin?"
Söylemek istediğim çok şey vardı. Bazıları hiç kibar değildi ve diğerleri, muhtemelen onun benim sahip olduğumu düşündüğü kapasitenin üstünde, iğrendirici derecede vıcık vıcık ve romantikti. İki şekilde de kendimi utandırmak yerine, fısıldadım, "Evet."
"Teşekkür ederim." dedi yalın biçimde. Sol elimi aldı ve artık benim olan yüzükten önce her parmak ucumu öptü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
KStew*~
тωιℓιgιнт ƒαη α∂мιηι
тωιℓιgιнт ƒαη α∂мιηι
KStew*~


Kadın Mesaj Sayısı : 4505
Kayıt tarihi : 05/01/10
Yaş : 28
Nerden Nerden : Çanakkale
İş/Hobiler İş/Hobiler : Dans/Öğrenciyim
Adınız Adınız : Aygül

eclipse geniş konusu... Empty
MesajKonu: Geri: eclipse geniş konusu...   eclipse geniş konusu... EmptyPaz Şub. 28, 2010 2:03 pm

"Isabella Swan?" İnanılmaz derecede uzun kirpiklerinden bana baktı, altın gözleri yumuşaktı; ama bir şekilde hala yanıyordu. "Seni sonsuza kadar sevmeye söz veriyorum -sonsuzluğun her günü. Benimle evlenir misin?"
Söylemek istediğim çok şey vardı. Bazıları hiç kibar değildi ve diğerleri, muhtemelen onun benim sahip olduğumu düşündüğü kapasitenin üstünde, iğrendirici derecede vıcık vıcık ve romantikti. İki şekilde de kendimi utandırmak yerine, fısıldadım, "Evet."
"Teşekkür ederim." dedi yalın biçimde. Sol elimi aldı ve artık benim olan yüzükten önce her parmak ucumu öptü.


Oyyy
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
fOrEvE[R]oBeRt
тωιℓιgιнт ƒαη α∂мιηι
тωιℓιgιнт ƒαη α∂мιηι
fOrEvE[R]oBeRt


Kadın Mesaj Sayısı : 2833
Kayıt tarihi : 04/01/10
Yaş : 29
Nerden Nerden : rob'umun (aşkımın)yanından
İş/Hobiler İş/Hobiler : Dans Ve müzikk/öğrenciyim
Adınız Adınız : Selda

eclipse geniş konusu... Empty
MesajKonu: Geri: eclipse geniş konusu...   eclipse geniş konusu... EmptyPaz Şub. 28, 2010 5:32 pm

Razz
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
+_+/JaKe-LoVe/+_+
тωιℓιgιнт ƒαη α∂мιηι
тωιℓιgιнт ƒαη α∂мιηι
+_+/JaKe-LoVe/+_+


Kadın Mesaj Sayısı : 3774
Kayıt tarihi : 04/01/10
Yaş : 28
Nerden Nerden : ÇaNaKkAlE
İş/Hobiler İş/Hobiler : öğrenci/müzikk-kitap
Adınız Adınız : banuuu xd

eclipse geniş konusu... Empty
MesajKonu: Geri: eclipse geniş konusu...   eclipse geniş konusu... EmptyPaz Şub. 28, 2010 5:56 pm

Very Happy Very Happy hehe super o bolum
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
KStew*~
тωιℓιgιнт ƒαη α∂мιηι
тωιℓιgιнт ƒαη α∂мιηι
KStew*~


Kadın Mesaj Sayısı : 4505
Kayıt tarihi : 05/01/10
Yaş : 28
Nerden Nerden : Çanakkale
İş/Hobiler İş/Hobiler : Dans/Öğrenciyim
Adınız Adınız : Aygül

eclipse geniş konusu... Empty
MesajKonu: Geri: eclipse geniş konusu...   eclipse geniş konusu... EmptyPaz Şub. 28, 2010 7:05 pm

ewett
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
eclipse geniş konusu...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Eclipse Orjinalll
» Eclipse Yönetmeni???
» Eclipse afişleri
» Eclipse Fragmanı
» Eclipse İzle

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
●TSF CLub●»» :: Twilight Serileri :: Eclipse(Tutulma)-
Buraya geçin: